Beş saat’e yakın ara ara hem burada hem diğer yazılarınızı; sondan başa doğru tekrar okudum. Neyi ne için kim için yazdığından az çok fikir sahibi oldum. Orada son yazın Baban la ilgili olan ve önce ki yazılarının, yaşadığın kiriz hepsi bir arada üst üst, e gelmesi, aralanan sır perdesi altında yatan tüm acılarını duyumsadım… Gırtlağına tutuklu kalan söz, yutkunmanın içinde dışarı çıkmayan nefes, gerisi geriye; anlaşılamadığı gibi, yaşama çeltik atılan bırakışların halince öngörülemeyen düşlerinden kopmakta olan iz, tekrar tekrar önceden bilindiğin her şeyi içine alacak seni. Düşünüp yapılan uygulamalı bekleyişlerle, yüzüne nefesine tesir ederken, Aile de çokça denklemli var olan yaşamın içinde olan çocukların vicdani suçluluğunu unutamaması gerçeği ile yüz yüze kalmak ve terk edilişin” hüzün” le, sonlu zaferi, acıları dindiren mutlak gerçeği ile Babanın ölümlü yüz ifadelerinde yaşarken son kez görmek… Annenin intihar bakışlarında acı içe doğru erirken, çocukların gözlerinde ki! Hapsi hepsi bir arada! Karşısında baba’nın nasıl? Ve acı kanıksanmış bünyeyle öylece kala kalmak… Ömür biçilmez artık, yaşanacak günlere haftalara yıllara…
Gelecek acıları beklemek!