Neyin ispatında olacağız ki!

İki seçenek var önüm de: ilk seçenek; ya sizinle her şeyi en ayrıntılarıyla konuşacağım dinleyeceğim sizi tabii anlatırsanız. İkinci seçenek de susup kendi yorgun nedenlerinizin geçmesini bekleyeceğim… Her iki durumda da, ben her hangi sıkıntıda değilim… Tabii size rahatsızlık vermediğim sürece… Yazarsanız dinlerim konuşurum, yavaş yavaş yazarak konuşmaya da tekrar alıştım… Ne zaman sohbet etmek isterseniz burada olduğumu bilin her hangi bir konuda… Suskun kalmam benim hatam olduğunu anladım, hâlbuki belki senden daha çok ihtiyacım olan bir şey bu, burada her hangi bir yarışmanın içinde de değilim, bekliyorum gelir bir şeyler yazarsın konuşuruz diye, anlatırsın sormadan öylesine dinlerim konuşurum konuşursun, bunca zamandan sonra kimin kime güvensizliği var ki! Neyin ispatında olacağız ki! Ne geleceği kurtaracağız ne de geçmişi sileceğiz, sen gidersin ben de giderim yok ben gidemem sen gidersin, sanırsın ki! Acıların sana aittir, bilmesin kimse acıları, öyle değil hiç öyle yaşanmıyor, yazılan sayfalarda da acı gözükmüyor gerçeği kadar, edebiyat insana dair ne varsa söylenen daha önce çok kere söylenen yazı sanatı bedeli ağır, yükü ağır, yazının kalıcılığı kadar kötü bir şey yok yazıya tutsak. Bir sesi duyma ihtiyacını karşılayamayan onlarca kelime söz sesleniş yerini tutar mı iki gözün sessizce birbirine bakışın…

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s